Çin`in dünyaya kapılarını açtığı son yıllardan beri nasıl ekonomik büyümeğe atağı yaşadığına şahitlik edebiliyoruz. Çin, bugün artık sadece dünyanın en büyük ikinci ekonomisi değil, aynı zamanda piyasa değeri ile de dünyanın en büyük bankası. Ve tabii bir de dünyanın geri kalanının gözüne fazlasıyla batan nüfusu var: 1.34 milyar kişi. Çin tüm gücüyle dünyanın bir numarası olmak için atağa kalktığından beri bu tatlı pastadan pay kapmak isteyen kalifiye ya da değil yabancılar ülkeye akın ediyorlar.
Çin`in politik, ekonomik ve toplumsal görünümü son 10 - 20 yılda dramatik bir evrimden geçerken değişim dalgası hiç şüphesiz ki içten dışa ve dıştan içe göçle birlikte demografisini de etkiliyor.
Çin: Ekonomik Göçün Gelişen Rotası başlıklı raporda ülkenin ani ekonomik gelişimiyle beraber dışardan içe ve içten içe doğru göçün nasıl yükselen trendlerden biri olduğu detaylarıyla gözler önüne seriliyor.
Çin`e doğru göç de ciddi oranda büyürken Çinli öğrenciler ise dışarıya doğru göçüyor. Çinli öğrenciler, göç fenomeninin en önemli öğelerinden biri. 2009 yılında Çinli öğrenciler ABD ve İngiltere`nin en büyük yabancı öğrenci kaynağı oldular.
Dünyanın en büyüklerinden olan Çin Diasporası Dünya Bankası`nın verilerine göre dünyanın en çok göç eden dördüncü büyük ülkesi. 2010 yılında Çin doğumlu 8.3 milyon insanın ülkesinden göçtüğü tahmin ediliyor.
Ekonomik gerileme geçici iş göçünün yüzde 36 düştüğünün altını çizerken OECD ekonomik toparlanmanın işaretleri olmakla birlikte her nedense istihdam artışını gösteren göçün artacağına dair şüpheler olduğuna inanıyor. OECD`ye göre, gelişen ekonomilerden olan Çin ve Hindistan OECD bölgesindeki göçmen ülkeler listesinde ilk ve üçüncü sırayı işgal ediyor.