Emine Tusavul, 20 yıldır grafik tasarım işiyle uğraşıyor. Ancak ‘Kağıthane` isimli kâğıt tasarım dükkânı projesi henüz yeni. Karaköy ve Galata`dan sonra Nişantaşı`nda bir şube açmış bir ay önce. “Yurtdışında görüp de bayıldığımız, kâğıda dair her şeyin bulunduğu dükkânlar cesaret verdi bana.” diyor. Sonrası malum. Türk kültürüne ait ne varsa kâğıtla buluşturmuş yeniden. Bazen evin her yanına serpiştirilen çeyizlik anneanne dantellerinden esinlenmiş, bazen de Türk filmlerindeki “Nayırr, nolamaz” repliklerinden. Milli servetimiz kırmızı desenli çay tabağının ya da simit-peynir ikilisinin de hatırını kırmamış. Kimi zaman bol soğanlı lahmacun eşlik etmiş tasarımlara, bazen de sahipsiz sokak hayvanlarının bir boy bir portre fotoğrafı... Tabii her şey kâğıttan.
Çay Tabağı Desenli Amerikan Servisi
Geleneksel çay tabağı desenine her üründe rastlamak mümkün. Kahvehanelerin vazgeçilmezi beyaz tabak üzerine çoğunlukla kırmızı, bazen mavi motifler… Bu deseni Amerikan servisi tasarımında kullanması hayli ironik. Bir de kâğıttan çay tabakları, saatler ve elbise askılarını süslüyor. Çay tabaklarında her eve lazım dantel motifi, bol soğanlı lahmacun hatta ucundan ısırılmış simit desen seçenekleri de mevcut. Aynı desenden hazırlanan not defterleri, hediye kâğıdı ve saatler de görülmeye değer… Simit-peynirli ya da Boğaz`ın sembolü balık motiflilerine değinmeden geçemeyeceğiz. Emine Hanım, eşe dosta aldıkları parfüm, takı vs. gibi pahalı hediyeleri sarmak için birçok kalburüstü müşterisinin bu esprili kâğıtları tercih ettiğini anlatıyor gülerek.
Patrondan Personeline "Bakkal Defteri"
Dükkânın bir köşesinde kâğıttan yapılma kalemler, bir de ‘Türk yavrularına mektep defteri` ilişiyor gözümüze. 1945′te üretilenlerin kopyası . Bir de unuttuğumuz ‘bakkal defteri` var ki evlere şenlik. Fikir parlak olunca başkalarına da ilham kaynağı olmuş. Bir müşterisi çok sayıda satın almış bu defterlerden yılbaşı arefesinde. “Personelin hesap kitap yapmaktan haberi yok. Yılbaşında onlara hediye edeceğim, belki bu sayede öğrenirler.” dediğini aktarıyor Tusavul.
İsim Şehir`le Gelen Aile Saadeti
İsim şehir, adam asmaca, SOS, amiral battı... Çocukken pek bir bayıldığımız bu oyunları hortlatmış Kağıthane, üstelik nev-i şahsına münhasır defterlerle. Her oyuna özel defterler, anneleri cezbediyor en çok. “Bilgisayar başından kalkmayan çocuğumla oynayabildiğimiz tek oyun bunlar.” diye birçok anneden teşekkür alıyormuş Tusavul. Hatta işi abartıp bu oyunların ilkokulda derslerde öğretilmesi gerektiğini savunanlar da yok değil.
‘This is a book` Değil, Çanta
Havalar buz gibi. Ama bu kâğıttan yelpaze yapmaya engel değil. Pamuk helva ve sokak kedilerinin fotoğraflarıyla süslenmiş yelpazeler dikkat çekici. Bir de takvimler... Özlü sözler takvimi Süleyman Demirel`in ibretlik “Dün dündür, bugün bugündür” cümlesiyle başlıyor. Bir de ‘nayır nolamaz` repliğinden esinlenmiş ‘N`öpüyorum` kartpostalları var. Yazılı ürünlerde Türkçe kullanılmış. Birkaç tişört ve çantada kullanılan İngilizce “This is a pencil”, “This is a book” esprisinden öteye geçmiyor bilinçli olarak. “Ne de olsa maksat kültürümüzü yansıtmak.” diye özetliyor durumu Emine Tusavul.
Kâğıt Çiçeklerle Evlenme Teklif Etti
Ortancalar, karanfiller ve lilyum... Mis kokusunu içinize çekmek için hayal gücünüzü konuşturmak zorundasınız, zira bunlar kâğıttan imal. Dükkâna gelen bir İngiliz, nişanlısı için kocaman bir buket yaptırıp götürmüş ülkesine. Yine başka bir genç, evlilik teklifi için aldığı yüzüğü koyacak ne kutu beğenebilmiş ne de ambalaj kâğıdı. Emine Hanım, çareyi kâğıttan bir çiçeğin içine saklamakta bulmuş yüzüğü.