Türkiye Ziraatçılar Derneğinin 2011 değerlendirmesinde, çiftçinin bütçesinin her geçen gün daha fazla açık verdiği ve çiftçilerin ancak borcu borçla kapatarak üretimi sürdürebildiği belirtildi.
Türkiye Ziraatçılar Derneğinden yapılan yazılı açıklamada, 2011 yılı değerlendirmesine yer verildi.
Değerlendirmede, TÜİK verilerine göre, bu yıl büyüme oranının birinci çeyrekte yüzde 11, ikinci çeyrekte yüzde 8,8 olarak gerçekleştiği, tarım sektöründe büyüme oranının ilk çeyrekte yüzde 3,6, ikinci çeyrekte de yüzde 4,2 olduğu ifade edildi.
Mevcut büyüme rakamlarının yüksek oranlı borçlanmaya dayalı olduğu öne sürülerek, banka kredileri, enerji, Tarım Kredi ve kredi kartı borçlarının çiftçinin ödeme gücünü aştığı iddia edildi.
Bu yıl çiftçilere yönelik "Cumhuriyet tarihinin en büyük borç yapılandırılması" nın gerçekleştirildiğine işaret edilerek, çiftçinin Ziraat Bankasına olan borçlarının yeniden yapılandırılmasına karşın, sorunların ertelendiği ancak çözülemediği savunuldu.
Çiftçinin kullandığı girdilerin fiyatlarıyla ürettiği ürünlerin üretim fiyatları arasındaki makasın çiftçi aleyhine her geçen gün biraz daha açıldığı belirtilen değerlendirmede, şu ifadelere yer verildi:
"2010 ve 2011`de buğday fiyatında yaklaşık yüzde 10 artış oldu. Buna karşılık geçen yıl gübre fiyatlarında yüzde 55 ile yüzde 91 arasında artış gerçekleşti. Başta mazot olmak üzere çiftçinin sulama ve elektrik giderlerinde de ortalama enflasyonun üzerinde bir artış görüldü. Çiftçinin ürettiği ürünün fiyatı kullandığı girdilerden çok daha az oranda artıyor. Bu da çiftçinin çok düşük bir kazançla kimi zaman da zararına üretim yapmasına neden oluyor."
Değerlendirmede, geçen ay şeker fabrikalarının özelleştirme ihalelerinin yapıldığı,2009`da şeker fabrikalarının özelleştirilmesi için yapılan ihalenin Danıştay 13. Dairesinin kararlarıyla iptal edildiği belirtildi.
Özelleştirme ihalesine katılanların fabrikaların değerli arsalarını paylaşmak ya da nişasta bazlı şeker üretimine alan açmak için bunları kapatmak istediği öne sürülerek, bu fabrikaların 250 bin pancar üreticisinin kaderini doğrudan ilgilendirdiğine işaret edildi.
Gübre fiyatları
Tarım sektörünün ekonomideki ağırlığının kriz koşullarında daha da arttığına dikkat çekilerek, tarımın diğer sektörlerin aksine kısa vadeli dalgalanmalardan daha az etkilendiği belirtildi.
Tarım sektöründeki küçük ve orta üreticilerin desteklenmesinin büyük önem kazandığı ifade edilen değerlendirmede şunlar kaydedildi:
"Tarım Kanunu`nda üreticilere verilecek desteğin en azından GSMH`nin yüzde 1`i olması gerektiği yasal bir zorunluluk haline getirilmişti. Ne var ki 6 yılı aşkın zamanda tarıma verilen destek miktarı sürekli yüzde 1 oranının altında kaldı. Bu süre içinde eğer yasa gereği olan ödeme yapılsaydı çiftçiye 26 milyar lira daha fazla destekleme ödemesi yapılacaktı. 2011`de çiftçiye verilen destek 6 milyar 116 milyon liraydı. 2012`de bu rakam 7,3 milyar liraya çıkarıldı. Bu rakam da GSMH`nin yüzde 0,51`ine denk gelmektedir. Yani önümüzdeki yılda da çiftçi yasanın öngördüğü miktarın ancak yarısı düzeyinde destek alacaktır.
Çiftçinin geçen yıl gübre için ödediği bedel yaklaşık 3,8 milyar liradır. Geçen yıl gübre desteği için çiftçiye verilen 704 milyon lira, gübre masrafının ancak yüzde 18`ini karşıladı. Bu yıl için gübre destek miktarları yüzde 9-17 arasında artırıldı. Ancak gübre fiyatlarındaki bu artış devam ederse açıklanan destek miktarının gübredeki KDV`yi bile karşılaması mümkün değildir.
Çiftçinin bütçesi her geçen gün daha fazla açık vermekte ve çiftçilerimiz ancak borcu borçla kapatarak üretimi sürdürebilmektedir. Çiftçi borçlarının toplamının 2011 yılı itibarıyla 20 milyar lirayı geçtiği tahmin edilmektedir."
Değerlendirmede, et fiyatlarının artmasında en önemli faktörün yükselen girdi fiyatlarıyla, ona yetişmeye çalışan et fiyatları arasındaki gerilim olduğu belirtildi.
Et fiyatları ucuzlatılmaya çalışılırken ette en büyük maliyet unsuru olan yem fiyatlarına sürekli zam geldiği, son 4 ayda yem fiyatlarındaki artışın yüzde 50`yi bulduğu öne sürüldü.