BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), dünyada toprak kaynaklarının durumu hakkında ilk küresel değerlendirmesini içeren raporunu yayımladı.
Raporda, tarım arazilerinin yüzde 25`inin kalitesinin aşırı derecede düştüğü ve artan nüfusun beslenmesi gerektiğinden bu durumun tersine çevrilmesi gerektiği belirtildi.
FAO`nun "Gıda ve Tarım için Dünya Toprakları ve Su Kaynaklarının Durumu" başlıklı raporunda, çiftçilerin, dünyanın beklenen 9 milyarlık nüfusunun ihtiyaçlarını karşılayabilmek için 2050 yılına kadar yüzde 70 oranında daha fazla gıda üretmesi gerektiğine dikkati çekilerek, bunun, 1 milyar ton daha fazla buğday, pirinç ve diğer hububatlar ile 20 milyon ton daha fazla sığır eti ve diğer besi hayvanına karşılık geldiği kaydedildi.
Dünyanın gelecekteki gıda ihtiyaçlarının karşılanması için mevcut ekilebilir araziler üzerinde zirai üretkenliğin "sürdürülebilir biçimde güçlendirilmesinin" gerekli olduğu belirtilen raporda, kalitesiz çiftçilik yöntemlerinin iklim değişikliğiyle bir araya gelerek, Yeşil Devrim`in bolluk içindeki yıllarının ardından tarım arazilerinin kalitesinin düşmesine neden olduğu bildirildi.
Birçok bölgede büyüme oranlarının yavaşladığı ifade edilen raporda, toprakların yüzde 25`inin kalitesinin, erozyon, suyun azalması ve biyoçeşitlilik kaybıyla birlikte "aşırı derecede düştüğü" belirtildi.
RİSK ALTINDAKİ BÖLGELER
FAO`nun raporunda risk altındaki bölgeler şöyle sıralandı:
Batı Avrupa; yoğun çiftçilik toprağın kirlenmesine yol açtı ve biyoçeşitlilik kaybına neden oldu.
Himalayalar`ın yüksek kesimleri, And Dağları, Etiyopya platosu ve Güney Afrika; sellerin yoğunluğunun artması nedeniyle erozyon iki katına çıktı.
Raporda ayrıca dünyada suyun çok daha zor bulunur ve tuzlu hale geldiği, yer altı sularının tarımdan dönen sular ve diğer toksinler nedeniyle çok daha kirlendiği belirtildi.
Dünyanın 2050 yılına kadar su ihtiyaçlarını karşılamak için daha etkili sulama sistemlerinin gerektiğine dikkati çekildi.
Yeni teknolojiler, böcek ilaçları ve yüksek getirili ürünlerin sunulduğu Yeşil Devrim (1961-2009) sırasında dünyanın tarlaları yüzde 12 oranında büyüdü, gıda üretkenliği yüzde 150 arttı.